Köşe Yazıları

06.12.2024
Sımsıkı sarıldım ağabeyime o sabah. Sert çalınan kapı sesiyle, irkildik ikimizde. Ağabeyimin gözleri büyüdü bir anda. Bana sevgiyle bakıp, “aç kapıyı! O geldi” dedi. Hayretle, korkuyla ağabeyimin yüzüne baktım. Bir şey diyemedim. Bana düşen sadece kapıyı açmaktı. Kapının ardında kimin...
05.12.2024
Gece boyunca öylece orada oturdu. Sabaha karşı oturduğu koltukta sızıp kaldı. Üşümesin diye üstüne bir battaniye örtüp, yanında ayrıldım. Hissediyordum. Bu sabah, bambaşka bir sabah olacaktı. Bu sabah, başka bir acıya uyanacaktık. O gün durmaksızın, gece yarısına kadar tüm sokaklarda...
03.12.2024
Herşey küçük bir adımla başladı. Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları takip etti ve süreç Adlıhan Dere’yi bugünkü hizmet insanı masasına getirdi. Esnaf Odaları Birliği Yönetimi’nde esnafın sorunları ve çözüm bekleyen konularında yaptığı çalışmalar onu başkanlık görevine taşıdı. Yıllardır Antalya...
03.12.2024
1 “Ölüyorum” dedi. “Ölüyorum kardeşim.” O an kapandı kapılar üstüme. Kilitli kaldım, kendi ruhumun derinliklerinde. Çığlıklar attım, yine bana çarptı çığlığım. Yüzüm gözüm çığlıklar içinde kaldı. Canım yandı, ağladım. Öylesine ağladım ki, yeşerdi çölüm. “Benim için üzülme” deyince, kendime geldim...
02.12.2024
Gülmeye utanmaz insan. Çoğu zaman göğsünü gere gere güler. Güldükçe, her şeyin, aynı oranda güzelleştiğini, güzelleşeceğini sanır. Haksız da sayılmaz. Gülmek yakışır insana. Peki, neden birinin yanında ağlamaya utanır insan? Hatta bazen, yalnızken bile ağlamayaz. Utanır, kendine yediremez. Aciz olduğunu...
01.12.2024
Sonsuza kadar süreceğini sanırsın Oysa bir sabah biter, kesilir nefesin Kalır komodinde gözlüğün, sigaran çakmağın Onlardan önce çürüyeceksin bilmeden Yüzlerce planın vardı belki de yarına dair Kalacak hepsi boynu bükük, Oyuncağı kırılmış çocuklar gibi Ağladığında dursun istediğin dünya Dönmeye devam...
29.11.2024
Geçip gidiyordu önümüzden omuzlar üstünde. Eski bir tahta parçasının içindeydi eti. Ruhu ise, kim bilir neredeydi şimdi? Bağırışlar, ağıtlar, gözyaşları eşliğinde Toprağa döküldü vücudu. Bundan sonra toprağa emanetti her zerresi. Topraktan yeniden var olacaktı. Binlerce kez inatla… Belki bir çiçek,...
28.11.2024
Uzun uzun tacına baktı kral. Yalnızlığı ete kemiğe bürünmüş ona bakıyordu. Tacındaki elmaslara, ihtişama, büyüleyici güzelliğe baktı. Ne kadar manasız olduğunu fark etti. Fark etti, çünkü ölüyordu. Bu gece, tahta geçişinin “otuz dördüncü” yılını kutlayacaktı. Sarayda günlerdir süren, bitip tükenmeyen...
27.11.2024
‘Ben Bir Türk Zabitiyim’ adlı BELGESEL ve Zafer Tarihimize armağan eden ve bu araştırmayı yaparak Başta Antalya olmak üzere ülkemizin gurur duyulacak anlatılarına, Türk ordusuna,  Zafer tarihimize armağan eden Mustafa Aydemir’in ismini toplantı da görememiş olmamız bizleri şaşıtmış ve üzmüştür....
27.11.2024
1960 yılların sonu. Fikret Kızılok, o yıllarda çiçeği burnunda genç biz müzisyen. O zaman kadar birkaç 45’lik plak çıkarmış, umut veren bir müzisyen ve yorumcu olarak, yolun başında Fikret Kızılok. Ancak geniş kitlelere ulaşmasına biraz daha zaman var. Bir hayali...
26.11.2024
Bilgi insanı sorgulamaya iter istemsiz. Yetersiz gelir bildiklerin, bilmediklerinin yanında. Bu da seni araştırmaya, sormaya, yanıt aramaya iter. Bulduğun yanıtları, kendi aklının derinliklerinde değerlendirir, sonunda da bir karar verirsin. Bu karar, bazen doğru olur bazen ise yanlış. Önemli olan verdiğin...
25.11.2024
Sigarasını aldığım Türk ölmüş müdür acaba? Ne iyi çocuktu. Yirmili yaşlarda yağız bir delikanlıydı. Ölüleri gömmek için savaşa ara vermiştik. Sigara karşılığı benden sığı eti konservesi almıştı. İkna etmek için ne zorlanmıştı ama. Zira domuz eti sanıyordu. Dil bilmeden anlaştık...
24.11.2024
Hacı Bayram-ı Veli’nin ‘insan şehri, şehir insanı inşa eder’ sözünden ilham alarak geniş bir yorumla “Öğretmen, öğrencileri dolayısıyla milleti inşa ve ihya eder. Bugünümüzün, yarınımızın, geleceğimizin teminatı öğretmenlerimizdir” tespitinde bulunsak mübalağa etmiş olmayız. Nurettin Topçu’nun ifadesiyle öğretmenlerimiz ‘karakter yapıcı’  ‘erdem...
24.11.2024
Sonra 1915’te ülkem dedi ki, evlat! Gezinmeyi bırakmanın zamanı geldi. Bana teneke bir şapka ve bir silah verdiler Ve beni savaşa gönderdiler. Ve bando walts yapan matildayı çaldı Biz rıhtımdan ayrılırken Gözyaşları alkışlar arasında, Gelibolu ya açıldık Bu şarkı; yaşadığım...
24.11.2024
“Her insanın ilk ve ömür boyu Öğretmeni Annesidir. Eğitmenliği son nefesine kadar devam eder. Sonrasında da ‘maneviyatı’ ile öğretir, eğitir evladını. Bilginin ruhu, insanın bilinçaltıdır, Anne. Sen, ‘benim’ zannettiğin kadar, ‘verdikleri’ üzerine inşa edersin dünyanı.. Dünyanın bütün mesleklerini içinde barındıran...
22.11.2024
O gün ölülerimizi gömmek için savaşa ara vermiştik. Bir kısmımız ölülerimizi gömüyor, bir kısmımızda dinleniyorduk. Ben, bir parça ekmeğim kalmıştı onu yiyor, gece gözlüme mektup yazıyordum. Hiçbir zaman ulaşmayacağını bile bile… Kısıtlıydı her şey. Yokluk bütün dünyayı kasıp kavuruyordu. Zengin...
21.11.2024
Sessizlik örmüş duvarlarını, kimsenin sesi duyulmuyor. Hava puslu ve gri. Her gözlerim karardığında, ışığa bakıyorum sanki. Bilirim en güzel ışık, karanlıkta parlar. Ondan olsa gerek… Yok, yok… Sanırım ben ölüyorum. Annemin sesi… Bir tek annemin sesi duvarı aşmış. Ruhumun koridorlarında...
20.11.2024
Bazen öyle anlar geliyor ki;Vazgeçiyorum ne kadar umudum varsa,İstisnasız hepsinden.Ne sevmeyi, ne de sevilmeyi hak ediyorumZira ne yaşadım, ne de yaşamak için bir şey yaptımKimi eleştirdiysem, o oldum.Kimi sevdiysem, yitirdimKime baktıysam, sonunda görmez oldum (onu)Değişe değişe, yok oldum.Var mıyım yok...
18.11.2024
         En çok bağıranın hep haklı olduğu, doğruların yalanın içine karıştığı, akla karanın birbirine bulaştığı, tüm saçmalıkların insanlara şöhret getirdiği yer kürede yaşıyoruz. Merak buyurmayınız. Ben de, yakın bir zamana kadar aranızdaydım.  Kısa bir süre önce geldim buraya. Kadın mezarlığının,...
17.11.2024
Hoş geldiniz ölüler diyarına! Pek kimseler gelmez, böylesi sessiz mezarlıklara. Korkarlar, bir şey olur maazallah diye. Şu insanoğlu bir garip doğrusu. Diriler dururken, ölülerden korkuyorlar. Ama bilmiyorlar ki doğayı, yaşamı, yaşama sevincimizi, bütün insanoğlunu, diriler öldürüyor. Bir şey soracağım size!...
15.11.2024
Yirmi yaşımdan bu yanadır hep evlenmek istedim. Bir kız çocuğum olsun istedim. İri gözlü, hafif tombiş… Akşam yorgun argın eve geldiğimde, kapıyı o açsın istedim. Hasretle sarılıp ona, günün bütün yorgunluğunu üzerimden atmak isterdim. Hiçbir zaman olmadı. Olmaya yakın, herhangi...
14.11.2024
         Beş çocuk… En büyüğü beş yaşında. En küçüğü bir buçuk yaşında. Tek suçları, kusurları, bu iğrenç dünyaya doğmuş olmak. Ev bile demeye kimsenin dilinin varmadığı, barakadan hallice bir yerde, elektrik sobasının düşmesiyle oluşan yangında…. Devamını söylemek istemiyorum. Bilmeniz gerek,...
13.11.2024
         Lale devrini bilir misiniz? Bilmeyenler için kısaca anlatayım. Osmanlı İmparatorluğu, usulca ve derinden yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Pasrofça yenilgisi, durumun ehemmiyetini daha da önemli bir hale getirmişti. Sultan III Ahmet, saray yetkililerinden bir rapor sunmalarını istedi. Avrupa giderek...
12.11.2024
         Rahmetli Süleyman Demirel, katıldığı bir programda enflasyon sorunu ile ilgili, son derece önemli sözler sarf etmişti. Özetle şöyle diyordu Demirel; “Enflasyon; insanın sadece cebindeki parasına göz dikmez. Ahlaki değerlerine de göz diker. Ve sonunda, enflasyon belası toplumların ahlaki değerlerini...
11.11.2024
Buradan dönüş yoktu. Her şey olacağına varmak üzereydi. Ve ilginç olansa, artık korkmuyordum. En ufak bir tedirginlik bile duymuyordum. Olanlardan ve olacak olanlardan korkmuyordum. Sesler çoğalmaya başladı. Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyorlardı. Bu ıssızlığımın son günüydü. Ya güneş doğacaktı, ya...
10.11.2024
Durdu saat, durdu zaman Ne akrebin, ne de yelkovanın Dermanı yoktu birbirini kovalamaya. Öylece beklediler sessizce… Bir damla yaş süzüldü, Aktı yastığın kenarına. Açıldı gökyüzünün bütün kapıları, Sonsuzluk el pençe divan durdu önünde. Babasız kalmıştı Cumhuriyet… Henüz küçücük bir çocuktu....
10.11.2024
Yaklaşıyor sesler. Ne olur dokunmasınlar etime. Çok canım yanıyor. Siz de duydunuz değil mi sesleri? Geliyorlar! Geliyorlar! Geliyorlar! Geliyooo… Kapı hafifçe aralandı. İçeriye yanık tenli, simsiyah sakallı, yüzüne düşen ışığı ölmüş ya da kendisi öldürmüş, orta yaşlı bir (yaratık) girdi....
07.11.2024
         Kucağında yol boyunca susan, hiç konuşmayan kızına baktı. Çoktan sonsuzluğa uyumuştu kızı. Bir saat öncesi ailesiyle olan Leyla, artık yapayalnızdı. Çaresiz ve tek başınaydı. Onun için zaman, yeniden hazırlanıyordu olacak olanlara. Issızlığın başlangıcıydı burası. Kendi ıssızlığın başlangıcıydı, yaşayacakları… Dört...
06.11.2024
Döndük yine, başa sardık dostum. İyiye doğru gittiğini sandığım yaşamım, mutlaka bir yerde, başladığı yere dönüyor. Kırılma noktası neresi peki? Nerede başa dönüyor? Ve neresidir her şeyin başladığı yer? İşte oraya bulamıyorum bir türlü. Bulamadıkça, dibine kadar batıyorum karanlığa, ışıl...
05.11.2024
Issız bir yerdeydi. Kimsenin geçmeye tenezzül bir etmediği, izvent (Küçük, büyümemiş) bir yerdi burası. Işık uykunun en derin yerinde, yeniden doğacak olmanın rüyasını görüyordu. Buraya nasıl gelmişti? Ne için gelmişti? Günlerden neydi? Adı neydi? Bir adı var mıydı? Neyden, kimden...