Eğitim – İdealler İlişkisi

Yayınlama: 12.11.2023
A+
A-

“İnsan yaşayışını kolaylaştıran hayatı başarılarla süsleyen, bağlandığı yüksek ideallerdir” Andre Mourois

“Hangi limana gideceğini bilmeyen gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez” sözü  idealleri, hayalleri, hedefleri, amaçları ve gelecek planları olmayan insanların durumunu çok güzel özetliyor.

Hayal kurmak,  hedefler belirlemek,  idealler oluşturup peşinden koşmak,  gayesiz yaşamamak insanları diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerdendir.

İnsanlar, geçmişle, bugünle ilgilendikleri kadar yarınla da alakadardırlar.  İşte eğitim-öğretim sistemimiz gençlere matematiği, fiziği, kimyayı, biyolojiyi, tarihi vb. öğrettiği kadar idealler kurgulamayı, hedefler koymayı da öğretmelidir.

Öyle ki gençler ufuk çizgisiyle ilgili hedefler, hayaller ve idealler yanında ufkun ötesiyle ilgili de idealleri olmalıdır.

İdealleri olan gençlerin umutları canlı kalacaktır,  özgüvenleri de yüksek olacaktır.

İdealler;  daha iyiye,  daha gelişmişliğe, daha güzele, daha kaliteliye doğru motivasyon üreten rehberlerdir.

Bir insanın en büyük sorumluluklarından biri de yeteneklerini fark etmek, ortaya çıkarmak, geliştirmektir.  İşte idealler, doğuştan gelen fıtri yeteneklerimizin parlamasını sağlar, yeteneklerimizi kullanmak için teşvik eder.

Tarihte başarılı olmuş bilim insanlarının biyografilerini  ve hayat hikayelerini okuduğumuzda şunu görürüz: Daha çocuk yıllarından itibaren  iddiaları ve yüksek idealleri olan kimlikleri ve kişilikleri vardır.

Çocuklar ve gençler hayal kurmayı sever. Eğitim ve öğretim sistemimiz gençlere öyle yönlendirmeli ki, ideali olmayan ve hayal kurmayan genç kalmamalı, gelecekte yönetebilecekleri  ve erişilebilir hedefler koymalarına yardımcı olmalıdır.

Her çocuğun ve gencin mesleki bir ideali ve hayali olmalıdır. 

Mühendis, doktor, öğretmen, kimyager, biyolog, tarihçi, yapay zeka uzmanı, bilişim uzmanı olmak bir hedeftir.

Bilim, sanat, edebiyat, kültür insanı olmak  ideallerimiz arasında olabilir.

Dünyaca  ünlü şair, romancı, denemeci, öykücü olmak iddiasında bulunabiliriz. Hatta  bir bilim alanında Nobel ödülü olmak, bir spor branşında Avrupa, dünya ve olimpiyat şampiyonu olmak  yüksek ideallerimiz başında yer alabilir. 

 Ülkemize dair ideallerimiz olabilir.  ‘Gelecekte ülkemizi yöneteceğim,  her alanda dünyanın en gelişmiş ülkesi yapacağım’ diyebiliriz.  Kronik sorunlarımızı çözme hedefi koyabiliriz. ‘Terörü bitireceğim; tam demokrasiyi sağlayacağım; herkesin memnun olduğu adalet sistemi kuracağım’ iddiasında olabiliriz.

Bir insanın küresel ölçekli idealleri de olabilir.  Dünya barışına katkı sunmak, insanları birleştirmek bir hedef olabilir. Örneğin, İslam Birliği’ni kurmak.  Bu durumda hemen karşımıza olmaz, olamaz sesleriyle barikatlar kurulabilir.  Gaspıralı İsmail Bey, 100 yıl önce ‘İşte, Fikirde, Dilde Birlik’ düşüncesini ortaya atmıştı, bugün Türk Devletleri Teşkilatı ile bu düşünce ete kemiğe büründü.

İdealleri olan insanlar yola çıktığında sağdan soldan  başaramazsın diyenler çıkacaktır.  Sizleri ütopist olmakla suçlayanlar, hayalcilikle itham edenler olacaktır.   Hiçbir hayali olmayan karamsarlara kulaklarımızı tıkamalı,  ideallerimizin peşinden gece gündüz koşmalıyız.  

İdealler, geleceğe doğru fırlattığımız çengellerdir.  İdeallerimiz  yönümüzü  belirleyen kutup yıldızıdır.  Bu kutup yıldızına bakarak ilerleyebiliriz.

Cumhuriyetimiz  100 yaşında. Türkiye Yüzyılı diyoruz. Türkiye’mizin İkinci Yüzyılı diyoruz. Ülkemizin gelecek yüzyılı için ideallerimiz, hedeflerimiz, hayallerimiz olmayacak mı? Elbette olacak.  Türkiye’nin gelecek 100 yılını kimler yönetecek? Tabiki, bugün ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitede okuyan gençler. Dolayısıyla bugün eğitim-öğretim sistemimizdeki çocuklar ve gençlerin meslekleriyle, ülkeleriyle ve dünyayla ilgili idealleri, hayalleri, hedefleri,  tasarımları olmalı.

Unutulmamalı ki,  idealleri, hayalleri, tasarımları, hedefleri olan gençler ülkenin en büyük beşeri sermayesidir, teminatıdır.

Talat Sait Halman “Tan karanlıktır, idealsiz ülkede” diyor. Yine  Lâ- Edri “İdeal çamur ile suyu âdem yapar” der.

Sonuç olarak, her çocuğun, gencin, ailenin, kurumun, ülkenin ideali, idealleri olmalı, bu idealleri istikametinde yol almalıdır.  Yüksek idealleri olan nesillerde ancak kaliteli eğitim sistemi ve düzeninde yetişir. Milli Eğitim Bakanlığı’na büyük sorumluluk düşüyor. Bizden söylemesi.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.