PISA’nın ortası  ve  Eğitimde orta kalite..

Yayınlama: 12.12.2023
A+
A-

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı(OECD) tarafından 3 yılda bir 15 yaşındaki öğrencilerin kazandıkları bilgi ve becerileri ölçen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı(PISA) testinin 2022 sonuçları açıklandı.

PISA’nın Türkiye’yle ilgili verileri şöyle: Türkiye’de Nisan-Mayıs 2022 tarihlerinde 60 ilden 196 okulda ve 7 bin 250 öğrenci PISA araştırmasına katıldı. Araştırmaya katılan okullar arasında devlet okullarının yanında özel okullarda var.

2018 yılında matematik kategorisinde 42. sırada, okuma kategorisinde 40. sırada ve fen kategorisinde 39. sırada yer alan Türkiye, 2022’de matematikte 39. sırada, okumada 36. sırada, fende ise 34. sırada yer aldı.  Bu Türkiye’nin 2022 yılında ‘fen, matematik ve okuma’ alanlarındaki sıralamasını 3 ila 5 sıra yukarı taşıdığını gösteriyor.

Bir dönem demokratik değişim ve dönüşüm reformlarıyla ilgili  ‘yetmez ama evet’ söylemi vardı. 3 ila 5 basamak ilerleme yetmez, en önlerde yer almak için çalışmalıyız.

Türkiye’nin 2003 yılında katıldığı PISA sisteminde 81 ülke bulunuyor.  Dolayısıyla Türkiye’nin branşlarda OECD ülkelerinin ortalaması civarında bir performans sergilediğini görüyoruz.

 Bu test 2018- 2022 dönemini kapsadığı için pandemi dönemindeki eğitim başarımızı göstermesi açısından olumlu. Ancak bu kısmi başarı ülkemizi eğitimde orta kalite yetersizliğinden kurtarmaya yetmediği,  orta kalite tuzağından çıkarmadığı için de olumsuz.

Politikacılar eğitimde hep fiziki ve sayısal gelişmeleri anlatmayı sever. Şu kadar okul, şu kadar derslik açtık; bu kadar öğrenci var, bu kadar öğretmen istihdam ettik.  Politikacılarımızın nicelik takıntısı var. Halbuki önemli olan nitelik. Nitelikli eğitim verebiliyor muyuz? Veremiyorsak,  eğitimde orta kalite tuzağına düşmüşüz demektir ki, bugün bunu yaşıyoruz. Eğitimdeki orta kalite tuzağı, zincirleme olarak istihdamda orta nitelik vasatlığına,  orta teknoloji sendromuna, orta gelir tuzağına, bu da ortam kaliteli yaşam girdabına sürüklüyor.

Bu kısır döngüyü yıkıp atmak için sorgulayan, eleştirel ve analitik düşünebilen bir öğrenci profili üretmeliyiz. İlkokuldan lisans eğitimine kadar uzun bir dönemi kapsayan süreçlerde hayata dair verilmesi gereken bilgi ve becerileri öğrencilere kazandırabiliyor muyuz?  Eğitim hayatını bitirip işe başlayan bir genç işini çok iyi yapabiliyor mu? İşinde yaratıcı fikirler geliştirebiliyor mu? Girişimcilik yeteneği ve cesareti var mı? Zihni birikimini, zamanı ve araçları  verimli kullanabiliyor mu? Yeni teknolojilere hemen uyum sağlayabiliyor, onları üretimde kullanabiliyor mu? Örneğin,  eğitimden sağlığa, ekonomiden teknolojiye yapay zekayı nasıl kullanırız, bunun üzerinde kafa yoran kaç kişi, kaç firma, kaç yönetici vardır? Eğitim sistemimiz,  hem doğru hem hızlı karar verebilme riskleri önceden görebilme, gelecek planlaması yapabilme beceresi kazandırıyor mu?

 Bugünkü eğitim sistemimiz ve düzenimiz, bu sorulara olumlu cevaplar verebiliyor mu? İçimizden gelerek evet diyemeyiz, diyemiyoruz. Çünkü yetersizliklerin varlığını hayatın her alanında görebiliyoruz, Bir söz var ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’.  Ben bu sözden esinlenerek şöyle diyorum: Ayinesi kaliteli insandır eğitimin, öğrenci, öğretmen, derslik sayısına bakılmaz’ diyorum.

Hem ahlak, hem bilgi hem de beceri ve yetenek alanında yüksek nitelikli öğrenciler yetiştirmemiz şart. Formüle etme, akıl yürütme, mantık geliştirebilme becerisi olan öğrenciler ancak gelecek için umut oluşturabilir. 

Düşünen, öğrenme aşkı yüksek,  daha iyi arayışında olan,  bağımsız düşünebilen, eleştirel yaklaşabilen, herkesle etkili iletişim kurabilen, sorumluluk alabilen, yenilikçi ve aynı zamanda yüksek ahlaka sahip bir öğrenci profili ile eğitimde orta kalite tuzağından, yetersizliğinden, vasatlığından kurtulabiliriz.

Peki,  tüm bunları tek işi test çözmek olan gençlikle yapabilir miyiz?

Fikri üretimden uzak ezberci eğitimle başarabilir miyiz?

Elbette hayır..

Önceki yazılarımda altını çizdiğim gibi ülkesi, milleti ve insanlık için bir şeyler yapma ideali olan gençlerle ancak yüksek kaliteli eğitim seviyesini yakalayabiliriz. Böylelikle bütün orta tuzakları aşarak yüksek kaliteli bir yaşam düzeyine ulaşırız.

Son söz, PISA sıralamasında 3 ila 5 basamak yukarı çıktıysak ilk sıralara neden yerleşmeyelim. Ha gayret…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.