Pazardan yazılar…

MAKSAD-I HÂSIL ..

Pazartesi pazarı..
Salı pazarı..
Çarşamba pazarı..
Perşembe pazarı..
Cuma pazarı..
Cumartesi pazarı..
Pazar pazarı..
/
Pazardan..
Pazara..

‘Ne çok pazar varmış’!

Bugün Pazar..
Çocuklar sesleniyor:
‘Pazara gidelim’!

‘Gidelim’…

*

TERSİ’HANE..

Büyük bir ‘hastalığın’ pencesinde kıvranıyoruz!
/
‘Birbirimize, akıl verip, elbise biçiyoruz’!

Akıllar cepte!
Elbise, askıda!

‘Ben bile giymedim’!

…kim giysin?

*

UÇSUZ VADİ..

dil de bir
söz de bir
‘kalpten’ kurulur cümleler
dil söyler
söz vadisinde

kalpler kalplere karşı

*

/…
LÂ Â’BÜDÜ MÂ TA’BÜDÜN…

Herkes, ‘dağarcığından’ yer!
Kendi ‘darağacında’ asılır!

Hükmetmesin gözlerin ‘bağ’cığıma!

*

AL TAKKE VER KÜLAH..

‘Başörtüme uzanan eller kırılsın’ dedi..
Başörtüsüne uzanan ellerle, el ele ‘fotoğraf’ verdi!

‘Sakalıma dil uzatanın dili kurusun’ dedi..
‘Mazbata’yı alıralmaz, sakalını kesti!

‘Kız çocuklarınızı okutmayın’ dedi..
Çocuğu Amerikan kolejinde çıktı!
/
‘Süleyman’a gidiyorum, diyeceğim ona,
‘Ey Süleyman’:
“Kanadımızı kırıyorlar, sende kırma kanatlarını, ama üzerlerindeki şu ‘cübbeyi’ al da, kimseyi kandıramasınlar, ‘derviş’ sanıyorlar!”

*

‘KANDIR’MACA..

Elin, ‘masum kanı’na bulaşmamasının, tek bir ‘siyaseti’ var, ‘bulaştırmamak’!
…Henüz, ‘ilm-i siyaseti’ bulunamadı!

*

EVLÂD-I GAZZE..

Herkes sussun!…
Gazze’de ‘evlât’ ölmüştür!
/
Sen de sus ey şair..
Şiirler ‘yalandır’ artık!

*

KİM..

İnsan, hem ‘Aşık’;
…hem ‘Veysel’ olunca;

“Adam olmayanla,
düşman bile olmam!”

…der!

*

‘BAĞLA’MA..

Çok sonra duydumki;
‘kötü hastalığa’ yakalanmış!
‘Eli’ güzeldi; iyi çalardı!

Göz görür, kulak duyardı!
…’Bağlamayı’ bırakmış!

‘Ozanlar’ bizimdir;
‘Türküler yaşasın’!

*

GRİ’LİK..

Kimi ‘içinden’ yaşar, ‘yaşayamaz’!
Kimi ‘dışından’ yaşar, ‘yaşatamaz’!
Kimi ‘felekten’ çalar, kimi ‘yürekten’..

…Kimi ‘varla yok’ arası!

*

ÖNYARGI..

…Otobüs hıncahınç dolu, ayakta yaşlılar, çocuklu, orta yaş ve üstü kadınlar var..
Genç bir adam, kulaklığını takmış, muhtemelen volümlü müzik dinliyor, oralı bile değil!

Ayakta durmakta zorlanan yaşlı bir adam genç adamın omzuna eliyle uyarır şekilde dokunuyor. Kadınları göstererek, Genç adama birşeyler söylüyor.. ‘Yerini onlara vermesi gerektiğini’ söylemiş olacak ki, genç adam hafifçe doğruluyor, koltuğun yan tarafına bıraktığı ‘koltuk değnekleriyle’ zorlanarak kalkıyor ve sessizce pencereye yöneliyor..

“Genç adamın sağ bacağı, dizinin üstünden itibaren yok!”

Ayakta dururken ‘söylenen’ kadınlar, ağlamaklı; görenler, kalplerinin burukluğunu, elleriyle bastırıyorlar!
…Yaşlı adam, bin pişman!

Genç adam, saygılı ve saygın!
Gözlerde, derin bir mahcubiyet sessizliği..

*

İKİ BABA VE ÇOCUKLARI..

Yapım: 1987
‘Gerçekler Film Sunar.’
Başrol Erkek Oyuncular:
Metin Akpınar, Uğur Dündar…
Başrol Kadın Oyuncu: Suphiye Orancı.
Çocuk Oyuncular: Duygu ve Sevgi Nebioğlu (metin akpınarın kızları), (uğur dündar ve kayıp çocuklar), (…)

Yayınlandığı TV: ATV.
Program: Tatlı Sert, ‘Müge Anlı’.
/
‘Midenizi’ zor tutacağınız, acayip bir ‘adrenalin’!

“…Fragmanı geçtik, birinci bölümü de geçtik. İkinci bölüm geliyor.” (*)

‘Mutlaka izleyin’!
…’Gerçek bir Yeşilçam’!

*

BATTI ÇIKTI..

‘Para, makam, şöhret’!
‘Kibir’ yaparmış!
………
‘Kibrin’ başladığı yerde, ‘insanlık biter’!
‘Kibrin’ başladığı yerde, ‘insanlık başlarmış’!

*

KAMYON ARKASI..

“Nerde boynu bükük bir garip görsen,
Hor görme kim bilir ne derdi vardır,”

‘Berhudar ol, Orhan Baba’…

*