Vali Hulusi Şahin ve Mustafa Aydemir Olmasaydı
Ben Bir Türk Zabitiyim adlı kitabını okuduktan sonra soluğu kapısında almıştım. Ressam Tuncer Ertuğrul hocam rotayı çizdi. Sabahın köründe zilini çaldık. Ellerine sarıldım, kucakladım, defalarca kucakladım çayım bitmesin diye soğmuş çayı gıdım gıdım içtim. Dakikalar, saatler… Ee yeter artık gibisinden iç sesim geçen 4-5 saatin nasıl akıp gittiğini bile anlayamadı kalk git artık gibisinden…
Antalya’ya heykeli dikilecek insan. Memleketine bu kadar mı bağlı ve bu şehir için birşeyler yapılması için çaba gösteren bir değer olur. Antalya Mustafa Aydemir’i sanırım artık anlamaya başladı. Tanımaya başladı. Tam 9 yıllık bir uğraş sonucunda yazdığı ‘Ben Bir Türk Zabitiyim’ adlı kitabı ile Türk Savaş Tarihinde yeni bir zafer sayfasının açılmasını sağladı. Belgeler, haritalar, hakikatler ve tüm çizimler… Hepsini karşılaştırmalı, yabancı ülkelerin savaş tarihi odalarına kadar gidip bu hikayenin detaylarını mukayesesini yaparak eseri ortaya çıkardı.
Bu heyecan veren çalışma ve çaba’da ailenin hayatta olan şahsiyetlerini de harekete geçirmesi, Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul Aker’ ile ilgili detayların kendisine verilmesi kitabın ortaya çıkartılmasında daha da anlam kazandı. Bu değerli hazine gibi saklanan parçaların tamamına yakınını efsane komutanın ailesi Mustafa Aydemir’e teslim etti. Güven, inanç, irade işte sonuç. Mustafa Aydemir yazdı, yazdıkça aile daha çok bilgi verdi, daha çok detay ulaştırdı, daha çok Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul Aker ile ilgili parçaları kendisine teslim etti.
Eser ortaya çıktı. 20 Yıl önce Türk Savaş Tarihimize armağan edildi. Kitap Askeri Okullarda okutulduğu gibi bugün Antalya Valimiz Sayın Hulusi Şahin’in uygulanması gerektiği çizgisiyle okullarımızda da kahramanımız anlatılıyor derslerde işleniyor, öğretiliyor, ülkemizin savaş ve zaferlerine kimler tarafından nasıl ulaştırıldığı aktarılıyor. Antalya bu anlamda artık özel bir şehir. Şehrin yemesinden, içmesinden, kumundan, güneşinden daha değerli bu şehri ebediyen ayakta tutacak değerleri arasında Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul Aker’de yer almıştır. Mustafa Aydemir sayesinde bu gerçekleşmiştir. Antalya Valisi Hulusi Şahin’ın müthiş öngörüsü, kararlılığı, bu şehrin değerlerine değer katılması noktasında ki sağduyusu bugünkü sonucu önümüze getirmiştir. Sayın Valimize Antalya ne kadar teşekkür etse azdır.
Bu öyle bir ayda, bir yıl da gerçekleşmiş bir çalışma değildir. Önünde, arkasında, sağında solunda, inanılmaz bir çaba, gayret, inanç ve cesaretle üzerinde durulmuş bir çalışma yatmaktadır. Anıt Mezarın ortaya çıkışında yıllardır koltuğunun altında bu eserin Antalya ya kazandırılması gerektiği konusunda kapı kapı dolaşan ancak bir sonuç alamayan Mustafa Aydemir’in bu müthiş gayretine Antalya Valisi Hulusi Şahin kulak vermiş ve değerlendirmeye alarak bugün vücut bulmuştur. Bizlerde sayın valimize ne kadar teşekkür etsek azdır.
Ben BirTürk Zabitiyim adlı kitap bugün valiliğimiz tarafından örnek bir sayı da bastırılmış olup önce eğitimcilerimizin bilgi ve öğrenimine, ardından da öğrencilerimizin, geleceğimizin zafer Tak’ı çocuklarımıza aktarılmaya başlanmıştır. Umuyorum ki hem eğitimcilerimiz hem de çocuklarımız bu bilgiye ulaştıkça kitabı daha da özümseyerek anlamaya başladıkça ne kadar şanslı bir şehirde yaşam sürdüklerinin daha çok farkına varacaktır.
Kitabın 20 yıl önce basımından günümüze geçen süre de eser hırsızları ile uğraşmak zorunda kalındı. Bir-iki-üç artık başedilecek gibi değiller. Kaçak baskı yapan mı ararsın, bu hikayeyi biliyor muş gibi yapıp da eserin ortaya çıkmasıyla birilkte kitapda yazılan bilgileri sanki kendileri yazmış gibi konuşan mı ararsın, düzenlenen anma günlerinde Mustafa Ertuğrul Aker’in babalarının oğluymuş gibi sahiplenir gibi yapıp üzerinden pirim yapmaya, yerel yönetimler başta olmak üzere bir çok anma programlarında kendilerine pay çıkartmaya çalışan mı ararsın… Var da var… Bunlarla tek başına mücadele edebilmek kitabın yazarı Mustafa Aydemir’inde enerjisini aldı, yordu. Baktı olacak gibi değil bu hıyanetçiler ne mahkeme dinilyor, ne eserin sahibine hakkını teslim ediyor. Anma günlerinde bile davet yapılmıyor. Uğraşılacak gibi değil bunlarla.
Çok şükür Antalya Valimiz Sayın Hulusi Şahin tüm bu yaşananları gören, özümseyen ve bu konuda çaba gösterip şehrin ve ülkenin menfaatine Savaş Tarihimizin Zaferlerine altın harflerle bu eseri kazandıranın Mustafa Aydemir olduğunu Antalya’ya, Türkiye’ye Dünya ya duyuran resmi dil oldu. Teşekkürler sayın valim, binlerce teşekkürler. Eğer ki sayın Valimiz Hulusi Şahin bu duruşu ve çabayı gayreti göstermemiş olsaydı bu hıyanetçiler efsane komutanın üzerinden nemalanmaya devam edecek, bu ismi kullanarak kendilerince tanıtımlar yapıp organizasyonlar düzenleyeceklerdi. Antalya artık şunu çok iyi biliyor ki Mustafa Ertuğrul Aker ‘Yani Ben Bir Türk Zabitiyim’ adlı eser ile Ordumuzun Savaş-Zafer tarihine armağan eden Mustafa Aydemir’dir.
Mustafa Aydemir’in bu çaba ve gayretlerinin yakın tanığı olarak ona inanan, onunla birlikte doğruların ve yanlışların kamuoyu ile paylaşılmasında çaba gösteren bir gazeteci olarak onun “rahlesinde” bu büyük tarih yolculuğunda yol almak, onun dili ve Antalya’nın tarihi konumu konusunda anlatılanları not etmeyi sürdürmek bitmesini istemediğim ders gibidir. Yollarımızı kesiştiren Ressam Tuncer Ertuğrul hocama ne kadar teşekkür etsem azdır. Mustafa Aydemir gerçektir, doğrudur, doğrusunu anlatır. Akademisyen Mustafa Aydemir’in anlattıkları dışında ki ne toplantıya inanın, ne konferansa gidin. Onun olmadığı davet edilmediği her bir ortam ‘Ölüdür”. Kitap üzerinden menfaat ve kazanç, itibar etmeye çalışan ‘Meczuplar’ sanırım artık şimdiye kadar yürüttükleri tüm fırsatçılıkların sonuna gelmiştir.
Mustafa Aydemir’in Antalya için yürüttüğü çalışmalar arasında Deniz Müzesi de yer almaktadır. Bugün merkezde ki bir çok yerel yönetime bu konu ile koltğunun altında herşeyi hazır dosya ile giden Mustafa Aydemir’e kapıların yüzüne kapatıldığının da yakın tanığıyım. Bugün yerel yönetimlerde simit parası diyebileceğimiz bir bütçe ile Antalya’ın en büyük eksiğinin giderilebileceği anlatılmış ancak malesef onca bütçelerin giderlerin gereksiz yerlere aktarılmasına karşılık bu dev projeye yüz çevirenler in bugün yerlerinde yeller esiyor.
Çokk şükür bu projeye de sayın valimiz Hulusi Şahin el attı. Deniz şehriyiz ama Deniz Müzemiz yok. Uyduruk iki tane hemsi, bir çupra iskeleti ile deniz müzesi yaptıklarını sananlar Mustafa Aydemir’in kendi koleksiyonu başta olmak üzere ülkemizin en değerli eserlerinin yer aldığı Deniz Müzesi şehrimize gelen yerli ve yabancı ziyaretçeliren de uğrak yeri olacaktır. Sen çok Yaşa Mustafa Aydemir sen çok yaşa. Yaşa Varol Antalya Valisi Hulusi Şahin yaşa varol ! Ellerimiz patlayıncaya kadar alkışlıyor, minnet duygularımızı ifade ediyoruz. Kelimeler az gelir bu anıt mezarın vücut bulmasını anlatmaya. Ne güzel ne güzel.
Bu arada Mustafa Erturul Aker için yapılacaklar daha bitmedi. Filmi de çekilecek. Böylesine dev bir prodüksyon da yer almak yer bulmak bana da büyük heyecan verecektir. Herşey adım adım gerçekleşiyor. Bekleyin, izleyin, göreceksiniz…