Sessizce Yok Olacağız

Yayınlama: 14.03.2025
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

Oldum olası kalabalıkları sevmedim. Kalabalıkların içinde kaybolmaktan ürktüm belki de. Yüzlerce, binlerce insanın içinde çığlık çığlığa kalma ihtimalinden korktum belki de. Nerede sessizlik varsa, soluğu orada aldım hep. Ancak sessizliğin bir bedeli vardı. Bedeli de yalnızlıktı. Hiçbir zaman bolca arkadaşım dostum olmadı. Az idi, düşlerim gibi…

Öylesine tutarsızdım ki; sığınırken sessizliğe, kalabalıkları sevmezken, oyunculuğa gönül verdim. Yani tam göbeğine düşmüştüm kaçtığım varlığın. Buna rağmen nasıl başaramadım “çok” kalabilmeyi bilmiyorum. Önceleri buna inceden üzülürdüm. Niye kimse beni aramıyor, niye kimse benimle iletişim halinde olmuyor diye. Sonra büyüyünce, gerçekler birer birer yüzüme çarpınca, yüzüm ruhum paramparça olunca alıştım. Umursamaz oldum bu garip durumu. “İşini yap ve çekil köşene” ilkesi yaşantımın temelini oluşturmuştu artık. Bunun da bedeli vardı ne yazık ki. Bedeli ise başarısızlıktı. Niye diyeceksiniz? Hemen anlatayım. Günümüzde işini doğru yapmak, yetenekli olmak, mesleğini biliyor olmak hiçbir şeye yaramıyor. Yaptığın işi satabilmekle mümkün artık başarılı olmak. Bu da ancak çevreyle, bir kabileye girmekle mümkün. Memleketin bütün meslek grupları tekelleşmiş durumda. Öyle olunca, yetenek denilen bu mesleğin özü yok olup gitti. Geriye sadece referanslar kaldı. Buraya kadar anlayabiliyorum durumu. Savunmasam da nefret etsem de nedenselliklerini algılayabiliyorum. Anlamadığım ve beni derinden yaralayan şey, herkesin bu duruma istemsiz alışmış ve benimsemiş olmasıdır. Kimsenin sessini çıkarmamasıdır. Herkes dünya savaşlarının çıkacağından, bombalardan, dünyanın paramparça olacağından bahseder durur yıllardır. Bence sonumuz böyle olmayacak. Bu dünyanın sonu, sessizlik olacak. Sessiz kalmanın bedelini yok olarak ödeyeceğiz. Birer birer…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.