Seçememek Meselesi

Yayınlama: 15.05.2025
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

Yıllar önce tiyatroda bir hocam, bana şöyle demişti. O sıralar gelecek kaygım ayyuka çıkmış durumdaydı. Yaşım otuza yaklaşmıştı ve ne yapacağımı bilemez durumdaydım. Hoş, şimdi de pek bir şey değişmedi ama olsun. Hocam bana şöyle demişti. “Seni bir yere getiren seçtiklerin değil seçmediklerindir.”

Şu aklımla, yeniden düşündüğümde ne kadar doğru bir söz olduğunu bir kez daha anlıyorum. Çok haklıydı hocam. Birçok nedenlerle, üzerine düşünmeden aniden aldığımız kararların peşinden sürüklenip durduk çoğumuz. Ve ne yazık ki çoğumuz hayal ettiği yerde değil. Ülkemizde seçimlerimizin tamamına yakınını, ekonomik nedenler belirliyor. Bugüne ait bir mesele de değil bu üstelik. Kendimi bildim bileli değişmeyen bir gerçek. 1970’lili yıllarda, memur olmak öğütlenirdi herkese. Kapağı devlet dairesine attın mı iş biterdi. Şimdi ise, çalışmadan daha çok para kazanmanın yolları aranıyor. Bahis siteleri, illegal kumar siteleri, elimizde bulundurduğumuz paraların faize verilmesi vs. Tabi ki hiçbir şey üretmeyen, sadece vatandaşlarının vergileriyle ayakta duran bir ülkenin vatandaşları da böyle olacaktı. Bunda şaşılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Eskilerin dediği gibi, imam cemaat ilişkisi…

Sosyolojik yaklaşırsak eğer, ülkece mutsuzluğumuzun yegâne nedeni, çalışmak zorunda olduğumuz işlerimizdir. Bir iş zorunlu hale gelmişse, o işten keyif almak mümkün değildir. Yaşamıyoruz. Sadece ölmüyoruz o kadar.

Seçmeme şansımızı elimizden aldılar. Artık önümüze ne gelirse seçmek ve yapmak zorundayız. Bunu şundan dolayı rahatça söylüyorum. Yapılan yeni bir araştırmada, son derece vahim bir sonuç ortaya çıktı. Türkiye’nin bütün parasının yüzde yetmişi, sadece yüzde otuz ikilik bir kısımda toplanmış. Geriye kalan bizler, yani yaklaşık yüzde yetmişlik kısım ise, kalan parayla idare etmeye çalışıyoruz. Bu düşünce yapısını geniş bir anlamda değerlendirecek olursak eğer, neden yirmi iki yıldır aynı parti iktidarda sorusunun da yanıtı ortaya çıkmış oluyor. Çünkü zamanımız yok, haftalık ya da aylık değil günlük yaşıyoruz. Yeni gelecek bir partinin durumu toparlaması en az beş yıl. Günlük yaşayan bir halkın, bunu kabul etmesi, buna dayanabilmesi, ne yazık ki mümkün değil. Hepimiz günü kurtaran kahramanlara dönüştük.

Bunca yıldır mevcut iktidara oy verenleri aşağılamak yerine, neden oy verdikleri sorgulansaydı, sorun çok önceden çözülmüş olurdu. Aydın kesiminin yıllardır yaptığı şey, aynı şekilde bugünde devam ediyor. Anlamak yerine yargılamak. Üsten bakıp, diğerlerini hor görmek. Aziz Nesin’in “Ah bizim ödlek aydınlar” adlı eserini mutlaka okumanızı salık veririm. Saygılarımla;

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.