Öğretmenlerimize Saygı Gösterelim, Değer Verelim, Hatırlayalım

Yayınlama: 24.11.2024
A+
A-

Hacı Bayram-ı Veli’nin ‘insan şehri, şehir insanı inşa eder’ sözünden ilham alarak geniş bir yorumla “Öğretmen, öğrencileri dolayısıyla milleti inşa ve ihya eder. Bugünümüzün, yarınımızın, geleceğimizin teminatı öğretmenlerimizdir” tespitinde bulunsak mübalağa etmiş olmayız.

Nurettin Topçu’nun ifadesiyle öğretmenlerimiz ‘karakter yapıcı’  ‘erdem inşa edici’,  idealist kadrolardır. Öğrencileri ilim, irfan ve hikmet yolunu öğretirler, bilim üretimi yapmaları için rehberlik yaparlar. Öğretendirler, şekil verendirler.  Gençlerin kahramanı ve rol modelidir öğretmenler. Gençlerin hayallerine kanat takandır, gerçekle buluşmasını sağlayandır,  yolu izlenen, kendini tüketirken gençlerin yolunu aydınlatan ışıktır, nesillerin geleceğinin mimarıdır öğretmenler.

Bireye, topluma, devlete, gençlere her şeyini veren öğretmenlerimize biz ne verebiliriz? Ya da öğretmenler bizden ne ister? Bu soruların cevabını dört kelimeyle vermek mümkün: Değer, saygı, hatırlama ve mutluluk. Yani öğretmenlerimize hak ettikleri değeri vermek, saygıda kusur etmemek, hatırlamak ve hayatın değişik aşamalarında yakaladığımız başarının hazzını ve mutluluğunu onlarla paylaşmak. Hayatımızın mimarı olan öğretmenlerimize bu sorumluluğu göstermemiz çok olmasa gerek.

Öğretmenlerimizi hukuken böldük maalesef. Kadrolu, sözleşmeli, usta öğretici, ücretli, atanamayan öğretmen şeklinde parçaladık öğretmenleri.. Özel kolej, özel etüt ve kurs öğretmenleri.. Atölyesinde, evinde ders veren veya sanat öğreten öğretmenlerde var tabi ki… Emekli öğretmenlerimizi de  hatırlayalım lütfen. Yine müstakbel öğretmenlerimiz eğitim fakültesi öğrencilerini de unutmayalım. Bugün öğretmenler günü. Bu vesileyle tüm öğreten, eğiten, çocuklarımızın ve  gençlerimizin yol göstericisi öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü” kutlu olsun. Hepsine  sağlık, huzur, mutlu ve bereketli bir ömür diliyorum.

Öğretmenlerimizin elbette ekonomik, sosyal ve özlük haklarıyla ilgili sorunları da var, bu sorunlar mutlaka siyasal iktidar ve yönetim tarafından çözülmelidir. Ancak her şey para değil.. Yukarıda belirttiğim gibi hatırlanmak, saygı duyulmak, değer verilmek, başarının manevi payını onlarla paylaşmakta çok önemli. Yani onların mutlu olmalarına, mutluluklarının artmasına katkı sağlamak.

Türk Eğitim Sen’in anketinde de öğretmenlerimizin sorunlarına dair izler bulmak mümkün. Klasik ama gelişmiş ülkelerin eğitimcilerinden az maaş aldıkları, yeterince değer verilmedikleri,  yönetici atamalarında liyakatin çok gözetilmediği anket cevaplarına yansımış. Son yıllarda kamu görevlileri emeklilik noktasında fren bastı. Bunda emekli maaşlarının düşüklüğünün, hayat pahalılığının etkili olduğunu düşünüyordum. Zaten bu konuda kamu görevlileriyle de dertleşiyorduk. Yanılmamışım. Ankette,  emekli olmayı erteleyenlerin yüzde 64.8’i alacağı emekli maaşının çok düşeceğini,  halen çocuk okutmakta olduğunu,  kredi borçlarının devam ettiğini gerekçe göstermiş. Sadece yüzde 4.9’u yaşının emeklilik için genç olduğunu dile getirmiş.

Çarpıcı sonuçlardan birisi de öğretmen alımındaki mülakatla ilgili. Ankete katılanların sadece yüzde 3.9’u mülakat devam etmeli, yüzde 7.1’i kararsızım derken yüzde 89’u mülakatın kaldırılmasından yana görüş belirtmiş. Gerçekten mülakat  adaletsiz bir sistem. Liyakat aranıyor mu, yandaş kayrılıyor mu, hak gasbı var mı bilmiyorum, ona dair elimde bir veri yok. Ancak mülakat sınavlarına girenler, onların aileleri, toplum mülakatlarda haksızlık yapıldığına inanıyor. Ya toplumu ikna edeceksin ya da mülakat sisteminden vazgeçeceksin. Aksini görüyoruz, insanlar oturma eylemi yapıyor, gazete gazete, parti parti geziyor. Bu tabloyu Türkiye, eğitim sistemi, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz hak etmiyor. Bence yazılı sınav yeterli, hatta yazılı sınav iki defa yapılıp ortalaması da alınabilir. Ama mülakat toplumda tartışma ve huzursuzluk oluşturuyor.

Öğretmenlik Meslek Kanunu da öğretmenleri memnun etmedi. Ankette, memnun olmayanların oranı yüzde 64.9,  kısmen memnun   olanların oranı yüzde 33.2,  tam memnun olanların oranı ise sadece yüzde 1.9,  Tahminimce bu memnuniyetsizliğin temel nedeni bu kanunla mali, sosyal ve özlük haklarında bir iyileşme bekleyen öğretmenlerin beklentisinin karşılanmamasıdır.  

Anadolu Eğitim Sendikası’nın anketinde de ilginç sonuçlar var.  Örneğin, öğretmenlerin yüzde 94.7’si maaşlarını yeterli bulmazken, yüzde 87.2’si kredi borcu olduğunu söylüyor.  Yüzde 38.4’ü kirada oturduğunu söylerken,  gelirlerinin yüzde 54.7’sini gıdaya, yüzde 30’unu kiraya, yüzde 8.1’ini giyime, yüzde 7.2’sini de enerji ve yakıta harcadığını ifade ediyor.  Böyle olunca da öğretmenler kültürel faaliyetlere gerekli harcamayı yapamıyorlar. Anketten,  öğretmenlerin yıpranma payı talep ettiğini,  atama sistemini adil bulmadıklarını,  mülakata karşı olduklarını da anlıyoruz.

Devletimizin, milletimizin ve  gençlerimizin teminatı olan kıymetli öğretmenlerimizin  öğretmenler gününü tekrar kutluyor, sağlık, huzur ve başarı dolu bir ömür diliyorum.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.