Ödüllü Oyuncu (Afife Jale Ödülleri)

Yayınlama: 11.10.2025
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

Son bir haftadır sanat camiası, bilhassa tiyatro sanatçıları “Afife Jale” ödüllerinde gerçekleşen garip durumu konuşuyorlar. En iyi kadın oyuncu ödülünü alan hanımefendinin, devlet tiyatroları genel müdürüne teşekkür etmesi hadisesini. Normal olarak bu olaydan sonra etik ilkesi, bir kez daha gizlendiği yerden çıkmış oldu. Tabi ki bunun yanında olmazsa olmaz olan yozlaşma ve sanatın içine hiçbir zaman girmemesi gereken siyaset gibi. Ben de kendi adıma, bu hadiseyi tartışan herekse açıkça şunu soruyorum. Ne bekliyordunuz ki? Yozlaşma denen bu illet memleketin her yerine sirayet etmişken, bütün kurumlarda adamcılık, ilkesizlik, eş dost akraba kayırma ayyuka çıkmışken, bu illet sanatın içine sızmayacak mıydı? Aslına bakarsanız çok uzun zamandır vardı ancak kendi içimizde düzeltiriz umuduyla pek gün yüzüne çıkmıyordu. Ta ki Afife Jale ödüllerine kadar…

Yozlaşma sanatın içine sızmış, hatta derinleşmiş durumda. Üstelik en olmaması gereken yerde. Zira sanatın amacı tüm yozlaşmaları eleştirmek ve mümkünse engellemektir. Seyirciyi bu konuda bilinçlendirmektir. Hoş artık sanatın toplumcu tarafı neredeyse yok olmuş durumda. Artık her şey şekillerden ibaret. Herhangi bir oyunu izlediğinizde artık aklınızda sadece dekor, ışık, kostümler ve yığınla sis kalıyor. Bazen de birkaç sağlam oyunculuk. Bunun yanında sahnelenen oyunlar ne anlatıyor derseniz, onu bilen yok. Çünkü oyunlar artık hiçbir şey anlatmıyor. Bir önermesi, söyleyecek sözü yok. Tıpkı Aydınlanma dönemi “Burjuva tiyatrosu” gibi, salt hoş vakit geçirmek için tasarlanmış oyunlar oynuyoruz. Suya sabuna dokunmayan, hiçbir görevi sorumluluğu olmayan tiyatro oyunları.

Yozlaşıyor tiyatro. Kendi kimliğinden vazgeçip içi boş, işlevsiz bir eğlenceye dönüşüyor. Körler sağırlar birbirlerini ağırlıyor.

Böyle deyince aklıma eskiden yaşadığım bir anı geldi. Yozlaşmanın aslında ne kadar eski olduğunu anlamanız için küçücük bir hatıra.

Devlet tiyatrolarında bir oyunda yardımcı oyuncu olarak oynayacaktım. İlk okuma provası için bütün ekip toplandık. Okumalar yapıldı. Okumanın sonunda kadrolu bir kadın sanatçı, oynadığı rolün az olması ve yeterli ölçüde olmaması nedeniyle itirazda bulundu. Gerekçesi şuydu. Henüz yeni mezun bir kadın oyuncu, ondan daha fazla repliği olan bir rolde oynayacaktı. Yönetmen büyük bir kibarlıkla durumu, kadrolu kadın oyuncuya anlatmaya çalıştı. Kadrolu kadının oynamak istediği rol, genç bir kız rolüydü ve yaş olarak o role uygun değildi. Ama nafile… Kadın asla arzusundan vazgeçmiyordu. Tartışmalar büyüdü ve o kadın rapor olarak oyundan çıktı.  Sonrasında oyun başlamadan kaldırıldı. Yerine az kişili başka bir oyun koyuldu. Bu hatıranın en az yirmi yıllık bir geçmişi var. O zaman bile var olan sorunların, günümüzde hangi boyuta ulaştığını varın siz düşünün. Dediğim gibi zaten vardı ve sadece ortaya çıkmayı bekliyordu.

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.