Karanlığa mektup

Yayınlama: 06.11.2024
A+
A-
Konya Büyüksehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu,Yazar- Dramaturg

Döndük yine, başa sardık dostum. İyiye doğru gittiğini sandığım yaşamım, mutlaka bir yerde, başladığı yere dönüyor. Kırılma noktası neresi peki? Nerede başa dönüyor? Ve neresidir her şeyin başladığı yer? İşte oraya bulamıyorum bir türlü. Bulamadıkça, dibine kadar batıyorum karanlığa, ışıl ışıl…

İçimde biriktirdiğim yüce isyanlarım var. Herkesin bağırdığı bir dünyada, boşa gidecek diye susuyorum çoğu zaman. Üzülmek, ağlamak yetmiyor sorularımın yanıtlarına. Hep bir şey eksik. Bu bilenen dostum. Bilmeyen ise, neyin eksik olduğudur. Kendimi çoğu zaman, Çehov öykülerindeki kahramanlara benzetiyorum. Hani o kahramanlar, bir sürü şey yapıyor hikâyenin sonuna kadar. Ama sen okurken sana, hiçbir şey yapmamış gibi geliyorlar. Dinginleşince ve durup düşününce anlıyorsun neler başardığını o kahramanların. Bense artık düşünmüyorum dostum. Aklımı birileri ya da birisi alıp gitti. Eskiden kalma bilgilerimle yaşamıma devam ediyorum. Anlıyorum ki dostum, nefes almak, gerçekten yaşamaya yetmiyor. Aklımı çaldılar dostum. Hırslarımı, umutlarımı, düşlerimi, düşündüklerimi, bulduklarımı, aradıklarımı çaldılar. Ben, zaman denilen o nehirde yıkanmayı aklanmayı değil, sürüklenmeyi tercih ettim. Veyahut sürüklenmek zorunda bırakıldım. Ne fark eder ki? Hepsi bir. Sonunda yaptıklarınla anılacaksın yapamadıklarına değil. Kimse neden yapmadığını sorgulamayacak, düşünmeyecek bile… Göbeğini kaşıyıp, “yapsaydık” diyecek.

Döndük yine, başa sardık dostum. Başladığım yerdeyim şimdi. Yol yok, umut yok, iz yok… Geriye dönsem gönlüm razı değil. Gitsem, nereye gideceğim? Kimseden beni anlamasını beklemiyorum. Anlaması için de, herhangi bir çaba içerisine girmiyorum. Anlaşılmış olmak yetmiyor kurtuluşa. Baktığın yerde, senin ne gördüğüdür önemli olan. Bak dostum, güneş doğuyor. Saat 07:02. Uyanıyor insanlar. İşlerine güçlerine gidiyorlar. Yeni ve aynı olan, günlük maceralarına koşuşuyorlar. Bense zift gibi kahve ve bolca sigarayla, karanlığımı ağırlıyorum. Hiçbir işe yaramayan yazılar yazıyorum. Kimseye zerre faydası olmayan şiirler akıtıyorum kâğıtlara. Sadece eşin dostun dinlediği ve isteksiz, kırılmayayım diye söyledikleri “güzel olmuş” dedikleri şarkılar söylüyorum. Bak yine aklıma geldi. Hiçbir işe yaramayacak bir şiir daha yazıyorum sana dostum.

Hiçliğin içindeki varlığı arıyorum

Ayak izleri silinmiş çoktan

Yol belli değil

Yol yok!

Yokluğun ortasındayım şu an

Ben yok

Sen yok… Biz yok…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.