Gerçek Ve Düş Hakkında
Neye inanırsan, gerçek odur dostum
Neye bakarsan, gördüğün o kadar işte
Ömür bir pencere dostum;
Bakıp, rüzgârı içine çektiğin
Sonra kapatıp pencereyi;
Sonsuzluğa gittiğin.
Aramayı bırak artık
Arayarak bulamazsın manayı.
Arayarak bulacağın tek şey maddedir
Çoraplarını bulmak, mutluluk getirmez sana
İçtiğin şaraplardan aldığın hazzı,
Gerçek mi sanıyorsun?
İlhan İrem’in dediği gibi
Yemek, içmek, seks
Hepsi birer şartlı refleks
Aynı olmak milyarlarla,
Nasıl bir his, hiç düşündün mü?
Ölümü özlüyorum diyorsun.
Nereden biliyorsun, özlenecek kadar güzel olduğunu?
Hiç öldün mü?
Neye inandığın umurumda bile değil dostum.
Eğer bir şekilde geldiysen, bu mavi yer küreye
Sana düşen, yaşamaktır dostum.
Nazım Hikmet ustanın da dediği gibi,
Yaşamak ciddi bir iştir.
Korkma! Ciddi olmak kötü değildir.
Asıl kötü olan eğilmektir dostum.
Su olmaktır, yenildiklerinin karşısında.
Girdiğin kabın, şeklini almaktır kötü olan.
Ve gülümsek, ciddiyetini bozmaz asla
Sözlerin birer tohumdur dostum
Ne ekiyorsan onu biçersin.
Domates ektiğin bir yerden,
Başka ne alabilirsin ki?
Soru sormaktan korkma dostum.
Bizden almaya çalışıyorlar insan olmayı.
Soru sormanın o muhteşem anlamını.
Bizden çalmaya çalışıyorlar dostum.
Sen inadına soru sor kendine.
Güzel nedir? Çirkin nedir?
Hayat nedir? Yaşamak nedir?
Ben kimim?
Ve ne işe yarıyorum bu dünyada?
Gözlerinin açık olması, yetmez uyanmaya
Uyan dostum!
Uyan ve suya gir.
Yıkan ve aklan!
Aksın geçmişin bütün kiri.
Şemsin; şu sözü gelsin sürekli aklına
Bırak, zaman sana rağmen değil
Seninle birlikte aksın.