“Dilaver!”
‘Ben sana ne yaptım dilaver’!
“…Bi gece yarısı beni arayıp, ‘Abi beni dövdüler’ dediğinde, geldim, seni çekip aldım o şerefsizlerin elinden!”(*)
/
‘Zangır zangır titriyordun’!
“Ne istersen yaparım abi senin için!”
…dediğinde:
” Sen sağol kardeşim’!
…dediğimden başka, ‘sana ne söyledim’?!
/
“Sattın dilaver!”
“Beni sattın!”
“Kaça sattın, beni dilaver?!”
Anladık!
‘Yediğimiz ayva mayhoşmuş’!
Elinde ‘değerimiz’ yokmuş!
Ne yaptıysak boşmuş!
‘Adam sandık bidonmuş’!
Bari ‘üç kuruş’ edeydik be dilaver!?
/…
‘Gözümün’ içine bakamıyorsun!
Görünce ‘başını’ eğiyorsun!
‘Asfalt’ gibi eziliyorsun!
“Ne zor iş be dilaver!”
“Ne İsa’ya, ne Musa’ya:
…’Yar olamamak’!
“…Madem taşıyamıyorsun!
‘Benim olanı bana verseydin’!
‘Abi seni taşıyamıyorum’ deseydin?!”
‘Dostluk sınırımız var’ şurda;
…’bana yakışırdı’!
Önümden geçseydin!
Az bana ‘çıtlatsaydın’!
Sana ‘ne verdiler’ bilmiyorum ama..
Ben sana..
‘Canımı’ verirdim be dilaver!
/
“Dalında Baykuş Ötsün,
Gülün Dökülsün… (*)” emi dilaver!
…
Bundan ‘kelli’:
‘Patateslerini de al’:
…’Sür eşeğini Niğde’ye, dilaver!”