“Bunlar ne yapıyorlar?”
Diye soruyorlar birbirlerine bakarak tribünlerden adamlar..
Şaşkınlık içinde dudak bükerek, hayıflanarak, küfür ederek!
“Çok basit” diyor öndeki yaşlı adam!
Oyun oynuyorlar!
Oyunları bitince tası tarağı toplayıp gidiyorlar!
Golü, kendi kalelerine mi? Yoksa taraftarlarının kalelerine mi? Artık…
Bilemeyiz!
Forvet diyoruz, altın ayak diyoruz,
parlatıp parlatıp sahaya sürüyoruz ama en çok topu taça atmayı seviyorlar! Sonunda yıldızlar gibi birer birer sönüyorlar!
Sahada direk olsalardı hani, hiç olmazsa en azından iki gol kurtarırlardı!
Çarptığında bile, golü yiyen biz oluyoruz!
Maalesef…
Hep aynı yanılgı..
Hep aynı kader..
İster sağ bek, ister sol bek!
Ne bekliyoruz ki, halâ bu kazıklardan!
Sandukalar kapanınca, daha iki gün sonra, bahar kış, sezon finali!
Vip salon kavalyeleri, sıra sıra podyum mankenleri!
Çarşıda esâmisiz, gönüllerde hatırsız!
Toptan kaçaklar..
Tenekeden ayaklar!
Yüzlerine tükürülesi umut tacirleri!
Hay sizin topunuza!